Son'a ışınlama aleti (insurrection'dan)

Uzay Yolu'nun tüm fantastik teknolojileri arasında, kuşkusuz hiçbiri hayatımızda ışınlanma kadar iz bırakmamıştır. Diziyle hiç ilgisi olmayan insanlar bile bir kez olsun "Işınla beni, Scotty!" demişlerdir. Ve kimbilir kaç uçak yolcusu on saatlik yolculuk yerine ışınlanmayı dilemiştir?

Sitenin bir yerlerinde daha yazdığımız gibi, orijinal dizinin yaratıcıları Atılgan'ın iniş kalkış efektlerinden tasarruf etmek için bu teknolojiyi yaratmışlardı. Bir kaç düğmenin aşağı kaydırılması ve parlak bir ışık hüzmesi, mürettebatı bir gezegene yollamak için tüm gerekendi.

Uzay Yolu evreninde ışınlama cihazları dört parçadan oluşur:

- Vücuttaki her bir molekülün bir "anlık fotoğrafı"nı alıp kaydeden TARAYICI,

- bu parçacıkları ortadan kaldırıp madde akımına dönüştüren bir ENERJİ VERİCİ,

- bedefine gönderilmeye hazır olana kadar bu akımı belli bir yerde tutan PARÇACIK TAMPONU,

- ve madde akımını hedefine odaklayıp orijinal haline geri getiren bir dizi "PED".

Bu en azından, Star Trek:TNG - tecnical manual'dan edinebileceğimiz bilgidir. Uzay Yolu'nun bazı bölümlerinde değiik açıklamalara da rastlanabilir. Örneğin Yeni Nesil bölümü "Lonely Among Us"da yollananın bir madde akımı değil saf enerji olduğu söylenmektedir. Orijinal dizinin "The Enemy Within" bölümünde ise en azından bilgi olduğundan söz edilir.

"Star Trek Fiziği"nin yazarı Lawrence Kraus'a göre yaşayan, nefes alan bir insanı ışınlama şansımız sıfır (çok düşük falan değil: SIFIR!). Buna rağmen modern bilim başka bir çeşit ışınlamayı başardı: bir yerden diğerine, ikisi arasında bir bağlantı olmadan, fiziksel değişim gerçekleşmesini sağlayan bir ışınlama (cümle anlaşılmaz oldu, farkındayım ve toparlıyorum:)).

California Teknolji Enstitüsü Araştırmacıları ışınlamayı başardıklarını açıkladılar. Işınladıkları şeyse bir insan veya nesne değildi: bir fotonun veya ışık parçacığnın sahip olduğu "kuantum"du...

Bu başarı kuantum mekaniğinin (=Newton kanunlarının geçersiz kaldığı çok küçü parçacıkarı incelemde kullanılan kurallar) alışılmamış bir özelliği sayesinde gerçekleştirildi. Kuantum mekaniği tamamen anlamsız ve fizik hakkında tüm bildiklerimize ters görünebilir, ama işe yarıyor...

Bu özellik "kuantum karmaşası" adını almış ve atomu oluşturan bir parçadan iki ikiz parçacık yaratınca meydana geliyor. Bu gibi parçacıkların kuantum özellikleri, aralarındaki uzaklığa bağlı olmaksızın, zıt oluyor. Birini değiştirince, diğerini de anında değiştirmiş oluyorsunuz - parçacıklar evrenin iki ucunda bile olsa etki anında görülüyor! Einstein bu olay için: "uzak ve hayalet gibi bir hareket" demişti.

Bu paradoks elli yıldan beri kağıt üzerinde kalmıştı, ancak nihayet bu olayın zamanın doğuşundan beri gerçekleştiği ve insanlar tarafından ışınlama araştırmalarında kullanılmayı beklediği nihayet kanıtlandı.

california'lı bilim adamları bir adım ileri gitmeyi de başardılar: Araştırmacılar, bir giriş ışınını iki "karışmış" ışının yarısıyla birleştirip yeni oluşturulan ışının bilgilerini klasik iletişim kanalları üzerinden yolladılar. Alıcı sinyali ikinci "karışmış" ışınla birleştirince, orijinal giriş ışını yeniden yaratılmış oldu!

Bu olay bir elmayı, bir laboratuar faresini ya da Kaptan Janeway'i ışnlamaya benzemese de, geleceğin süper hızlı ve süper güvenli iletişim sistemlierine (hatta kuantum bilgisayarlarına) giden yolu açtığı kesin...

 

DİZİLER
|
FİLMLER
|
HABERLER
|
KÜLTÜRLER
|
TREKNOLOJİ
|
DOSYA
|
OYUNLAR
|
GEYİKLER
|
DOWNLOAD
|
LİNKLER