|
İSVİÇRE
ANTİMADDE PEŞİNDE!
|
Evrenin
ve fizik biliminin en gizemli sorunlarından
biri olan 'anti-madde'nin İsviçre`nin atomaltı
parçacık hızlandırıcı laboratuvarunda elde
edilmesi için çalışmalar hızlandırıldı. Fransızca`dan
eski kısa adı CERN (Conseil Europeen pour
la Recherche Nucleaire: Avrupa Nükleer Araştırma
Kurumu) olan, Cenevre`deki Avrupa Atomaltı
Parçacık Fiziği Laboratuvarı, beş yıl önce
ilk kez saniyenin 40 milyarda biri süresince
başarılan işi, daha uzun süreli olarak deneye
açmaya çalışıyor.
|
CERN
uzmanları, planlarının, 'anti-hidrojen' elde etmek olduğunu
bildirdiler. Böylelikle, CERN`de 5 yıl önce anti-madde
``varlığının`` saptanması saniyenin 40 milyarda biri
süresince başarılırken, bu kez anti-madde atomları ``yavaşlatılarak``,
bu konuda daha uzun süreli olarak kanıt kaydedilmesine
çalışılacak.
Bilim
adamları, anti-maddenin gizemini çözmek için büyük uğraş
veriyorlar. Fizikçilerle astrofizikçiler, anti-maddenin,
evrendeki ``geleneksel madde``nin karşıtı olmanın yanı
sıra aynası olduğunu düşünüyorlar. Evrenin doğum anına
ilişkin kuram olan ``Büyük Patlama`` ile birlikte eşit
oranda madde ve anti-maddenin, boşluğa (uzaya) ``bir
noktadan`` yayıldığını düşünen bilim adamları, yalnız
maddeden oluşmuş görünen ``bugünkü`` evrende kayıp anti-maddenin
nereye gittiğini araştırıyorlar. Modern fizikte ilke
olarak madde ve anti-maddenin birbirini yok etmiş olması
gerektiği de düşünülüyor. ``Büyük Patlama`dan sonra
evrenin yapımı için yeterli madde kalmıştı`` diyen astrofizikçiler,
kaybolan anti-maddeye ait izlerin bugün sadece evrenin
derinliklerinden gelen kozmik ışınlarda ve yeryüzündeki
parçacık hızlandırıcılarında ``görülebileceğini`` hesaplıyorlar.
Tam
27 kilometre uzunluğunda çevresi olan dev laboratuvar
aygıtı atomaltı parçacık hızlandırıcısıyla ünlü CERN`de,
anti-maddenin inceleme kaydı için ``uzun süreli`` anti-madde
elde edilmesi amacıyla, bu sefer küçük çaplı, çevresi
185 metre olan ``yavaşlatıcı`` atom aygıtı kullanılacak.
CERN bilim adamları, anti-hidrojen atomlarına bakarak,
bunların aynen hidrojen atomu gibi davranıp davranmadığını
anlamaya çalışacak. CERN`de sırf bu konuyla ilgili üç
projeden birinin yetkilisi Rolf Landua, ``Bir amacımız,
`Evren sırf anti-maddeden yaratılmış olsaydı bugünkü
evrenle aynı olur muydu` sorusunun yanıtını da almaktır``
dedi ve şunu ekledi: ``Anti-madde, maddeden yüz milyarda
bir oranında bile `değişik` çıkarsa, bu evrenin neden
maddeden yapıldığını, anti-maddenin niçin yok olduğunu
açıklayabilecektir.``
CERN`deki
atom yavaşlatıcısı, 27 km çevresi olan parçacık hızlandırıcısında
oluşturulan protonların karşıtı anti-protonları bir
araya toplayarak, onları ışık hızının 10`da 1`ine (sayinede
30 bin km) kadar yavaşlatıyor. Anti-protonlar, sadece
protonları ``yok ediyor``. Elekromanyetik alanda sağlanabilen
anti-protonlar, olağan atomların içine zerkedilebiyor.
Bunun için bu aşamadan sonra pozitronlar, yani radyoaktif
bir kaynaktan ışıyan anti-elektronlar, anti-protonlara
eklenecek. Böylelikle nasıl bir protonla bir elektron,
hidrojeni doğuruyorsa, bir anti-protonla bir pozitron
da anti-hidrojeni doğurabilecek. Bu aşamayla birlikte
çok çok düşük sıcaklıkta lazer ışını bombardımanına
tutulacak anti-hidrojenin, hidrojen atomundan farklı
``davranıp`` davranmadığının izlenmesine çalışılacak.
Kısaca, anti-atomların birbirleriyle ilişkilerinin atomlar
gibi olup olmadığına yakından bakılmak isteniyor.
Anti-maddeyle
ilgili üç projeden, kısa adı ``ATHENA`` olan projenin
sorumlularından Rolf Landua, ``Yıl sonuna dek ilk anti-hidrojen
atomunu elde etmeyi umuyoruz. Bunu zaptetmek için de
yeni cihaz geliştiriliyor`` dedi ve anti-madde üzerine
ilk kapsamlı analizin 2002 yılı sonuna dek geliştirilmiş
olacağını bildirdi. Aslında anti-madde ``sorunu`` olan
ve aynı zamanda evrenin neden ``var`` olduğunu ilgilendiren
bir sorun. Landua, ``Anti-maddenin anlaşılması, evrenimizin
niçin var olduğuna ilişkin ipucu verebilir. Bu ipucunun
ne olabileceği hiç belli değil. Biz insanlar, soruyu
soruyoruz ve doğa bize yanıtını veriyor. Yeterince akıllıysak,
yanıtı anlıyoruz`` ifadesini kullandı. CERN projesi,
anti-maddenin gizemini araştıran üç büyük uluslararası
çalışmadan biri. ABD`nin California eyaletindeki Stanford
Linear Parçacık Hızlandırıcı Merkezi`nin yürüttüğü BaBar
projesi ile Japonya`da başkent Tokyo yakınında Tsukuba
kentindeki Ulusal Yüksek Enerji Merkezi`nin (KEK) Belle
projesi de aynı sorun üzerinde uğraşıyor. BaBar ile
Belle, anti-maddeyle ilgili çalışmalarını iki hafta
önce Japonya`da yapılan Uluslararası Yüksek Enerji Fiziği
Konferansı`na sundu. Adını nükleer çağın en büyük fizikçilerinden
İtalyan asıllı Amerikalı bilim adamı, 1938 Nobel Fizik
Ödülü sahibi Enrico Fermi`den (1901-1954) alan Chicago
Üniversitesi ``Fermi Ulusal Büyük Parçacık Hızlandırıcısı
Laboratuvarı`ndan Kurt Riesselmann, ``Evrende maddenin
tıpkısı, yani aynası olup olmadığını gerçekten anlamak
için zerreciklerin nasıl hareket ettiğine bakmak zorundayız``
diyor. Bazı bilim adamları, madde ile anti-maddenin
çarpıştırılmasıyla ortaya çıkacak muazzam enerjiden,
ileride çok uzun mesafeli uzay yolculuklarında yararlanılabileceğini
düşünüyorlar. Riesselmann, bunun için vaktin çok erken
olduğunu söylüyor.
[Net
haber sitesinden alınmıştır]
(6/9/2000)
|